Corona virüse karşı defans oluşturun

Corona virüse karşı defans oluşturun… Bir gün bir maça gidersiniz. Maçta kaybetmek de vardır, kazanmak da… Ama bilinen gerçek şu ki; çalışan kazanır. Siz de bugün hemen, bu yazının başından kalkar kalkmaz bağışıklığınız için çalışmaya başlayın.

Corona virüse karşı defans oluşturun… Düşünün ki; insan bedeninde her 10 hücreden yalnız biri insan hücresi, diğer 9’u mikroorganizma… Önemli olan kaç tanesinin koruyucu yani probiyotik olduğudur. Yani maçı almak istiyorsanız, güçlü olmalısınız.

Vücutta bağışıklık sisteminin ne kadar güçlü olacağını belirleyen diğer bir unsur da bağışıklık sisteminin ihtiyaç duyduğu temel vitamin ve minerallerdir. Tamamını 10 maddede toparlamak gerekirse:

Probiyotik destekler: Her ayrı probiyotik destek ürünün yapısında farklı çeşitlilikte ve sayıda koruyucu bakteri var. Dolayısıyla her seferinde daha önce denemediğiniz bir probiyotiği deneyin. Kış boyu kullanın. Taşıması gereken diğer özellikler ise; mide ve safra asitlerine, antibiyotiklere dayanıklı olmalıdırlar, bağırsağa indiklerinde aktivite gösterebilmeliler. Sıvı flakon, toz saşe, kapsül ve damla formları mevcuttur. Hepsini sırayla kullanın. Başlangıçta ishal gibi dışkılama olabilir, aldırış etmeden bağırsak temizliği için düzenli inatla düzenli kullanmaya devam edin. Viral enfeksiyonlara karşı probiyotik destekler, sizi koruyucu etkiye sahiptir.

Düzenli su tüketimi: Sadece Corona virüs için değil, tüm enfeksiyonlarda ve önlenmesinde su vazgeçilmezinizdir. Boğaz ve ağız yolu gün boyu ıslak tutulmalı, yudum yudum 10 dakikada bir su içilmelidir. Tüm sistemi arındırdığınızı düşünmenizde fayda var.

D vitamini: Mutlaka kanda 25(OH) Vitamin D düzeyinizi acilen ölçtürün. Kanda D vitamini düzeyinizi 60-80 ng/ml aralığına çekmeyi hedefleyin. Doktorunuza danışarak, ayda 1 kez 1 ampulü kırıp 1 lokma ekmeğe dökerek, tok karnına alın ve bunu kış boyu ayda 1 kez yapmaya devam edin. Damla şeklindeki destek ürünler, mevcut kan değerini korumaya yardımcı olabiliyor, ampul şeklinde yüklü destek alın. Yaz aylarında her gün 10 dk tehlikeli saatte kolda dirsekten aşağıda kalan kısmı güneşlendirin, bu esnada güneş koruyucusu ve güneş gözlüğü kullanmayın.

Demir:  Kanda demir seviyesi, sabit tutulmaya çalışılır. Bu iş, demir deposu tarafından gerçekleştirilir. Yani depo demirin ölçümü için kullanılan kan parametresi “ferritin” düzeyinin; 35 ve üzerinde olması istenir. Kanda normal görünebilir. Amacınız bağışıklığı desteklemek olduğunda, depo demir sizin için esaslı bir ölçektir. Kanda demir seviyeniz normalken, ferritin çok düşük olabilir veya bağışıklık için yeterli düzeyde olmayabilir. Ülkemizde kadınlarda ve çocuklarda demir eksikliği anemisine sık rastlanmaktadır. Yani aslında bağışıklık sistemini tehdit eden hastalıklar arasında dolaylı olarak, demir eksikliği anemisi de yer almaktadır. İştah açmayan ve kabızlık yapmayan demir destekleri için beslenme ve diyet uzmanınıza başvurunuz. Ayrıca demir deponuzu boşaltmak suretiyle bağışıklığı aşağı çeken içecekler de mevcuttur. bunları da kontrol altında tutunuz: Beyaz, siyah, yeşil çay, espresso, Türk kahvesi, Americano başta olmak üzere kahve çeşitleri, guarana içerek sporcu destekleri veya zayıflama ürünlerine dikkat!…

Çinko: Bağışıklığın temel gereksinmesi çinkonun en güçlü kaynaklarından biri zencefil, diğer ise kuruyemiştir. Tüm gün içeceğiniz suya zencefili 3 ince dilim veya 1 çorba kaşığı toz olarak ekleyin. Günlük Çinko seviyenizi zencefilin yanı sıra kuruyemişleri 15-30 adet yiyerek destekleyin.

C vitamini: Çoğu bireyin C vitamini için meyveye ihtiyacı var fakat meyvenin şekerine ihtiyacı yok. En genel geçer öneri de bu noktada limondur.  Her gün kişi başı 1 limonu bitirin.

E vitamini: Bağışıklık için kıymetlidir. Zeytinyağlı salatalar ve gerçek tereyağlı yemekler ile her gün düzenli olarak 15-30 adet tüketilen kuruyemişler eksik olmamalıdır.

A vitamini: Havuçtan korkan patates olsun mu?… Sanki baklava börek… Her gün düzenli olarak yağlı bir besin yanında havuç yiyin veya zeytinyağlı limonlu salataya havuç ekleyin. İşlem görmüş domateste; A vitamini aktivitesi artar. Böylece salça, A vitamini aktivitesi en yüksek besinlerden biri olup Türk mutfağının neredeyse bel kemiğini oluşturur. Yağlı salçalı yemekler değişen/dönüşen mutfak kültürümüzde yok olmaya yüz tutuyor olsa da; siz bağışıklığınızı düşünerek evinizden eksik etmeyin ancak yağı da yakmayın. Böylece hem A hem de E vitamini daha etkili olacaktır.

Soğan ve sarımsak: Haftada 2 kez çiğ soğan ve/veya sarımsak yemek üzere gerekirse eve kapanın.

Bitki çayları: Ekinezya, adaçayı, kuşburnu, kışçayı ve zencefilli limonlu naneli bitki çayları her gün evinizden kupanızdan eksik olmasın.

İlgili Makaleler

spot_img

Güncel Haberler