Doğduğumuz günden başlayarak bir itibar süreci yaşarız. Aile, çevre, arkadaş, okul, iş ve sosyal ortam derken!..
Sizlere Türkiye’mizin merkezinden, İstanbul’un en tarihi ve merkezi yerinden, tüm dostlarımıza bu yayın aracılığı ile seslenmek benim için onur verici ve bağlayıcı özellikler taşımaktadır. Doctors BPM, iyi ki bizleri, sizlerle buluşturma fırsatı verdi iyi ki, bu ailenin bir parçası olarak, dergimizin iletişim mecrasında kalıcı, uzun soluklu bir yayın olması siz değerli okuyucularımızla birlikte olmasını diliyorum. Sizlere, tecrübelerimin bir parçası olan konu/larda her yazında buluşmak üzere keyifli okumalar dilerim.
Bireysel insan kaynakları (İK) sürecinde itibar yönetimi: -I-
Dünyaya geldiğimiz andan itibaren, itibarımızla baş başa kalmaktayız. Kabaca, itibar denilen algıyı oluşturmak için harcadığımız çabalar, çocukluğumuzdan beri tarafımıza verilen uyarıcıların yoğunluğu ile doğru orantılı gelişmektedir. İtibarımızın kaynağı ailemizin bizim için oluşturduğu ortam ile başlamakta ve uyaranlar ile devam etmektedir. Bu uyaranlar içine, aile, çevre, arkadaş, okul, zekayı ve biraz da doğru zamanlama (şans) dahil ederek bir aşamaya gelmekteyiz.
Okul yaşantımızın ilk aşaması olan gerçeklerle baş başa kaldığımız kreş çağından itibaren, üniversite hayatı sonrası, itibarımız değişik mecralarda şekillenmektedir.
“İtibar*, çevremizde (aile, çevre, arkadaş, okul, iş, sosyal ortam (dernek, sosyal medya vb.) bıraktığımız olumlu olumsuz etki bütünüdür.” diyebiliriz.
İşte, bu etki bütünün tümünde oluşturduğumuz itibar sürecinin bize bir bumerang gibi dönebileceği düşünülerek, attığımız adımları iyi hesaplamalıyız.
Bireysel insan kaynakları sürecinde; itibarımızın ilk aşaması olan, özgeçmiş yazmak bizim okul hayatımızda oluşturduğumuz bilgi, birikim ve deneyimler ile bir anlam kazanacaktır.
İlk adım olarak başladığımız bir stajyerlik süreci, bizim o şirket içerisindeki yerimizi, bize gösterilen saygıyı, güveni, samimiyeti, devamiyeti için ortam oluşturacak ya da bir sonraki aşamalar için referans itibarını oluşturacaktır.
İkinci adım olarak, iş arayış süreçlerimizde oluşturduğumuz “network” sosyal ağımız, bizim görüşmelere çağırılmamızda bıraktığımız itibar izlerinin, sonuçları olarak ortaya çıkacaktır. Ta ki, iş görüşmelerine çağırılıp, orada bıraktığımız izlenim bizim itibarımıza olan telkinleri kuvvetlendirecek ya da zayıflatacaktır. Ve iş hayatı, iş görüşmesi sonrasında olumlu sonuçlanan iş başı süreci ve sonrası ve süresinde, itibarımız şirket içerisinde bıraktığımız ve bırakacağımız itibar izleri ile pekişecek, karşılıklı aidiyet duygularının oluşmasına zemin oluşturacaktır. Aidiyet duygularında oluşabilecek bir sekte, itibarımıza olumsuz yansıyacağından bireysel insan kaynakları sürecimizi deformasyona uğratacak olup bireysel iş sürecimizi olumsuz etkileyebilecektir.
Özellikle; itibarının zirvesinde olan, üst düzey yöneticilerin bu konularda ne kadar dikkatli adımlar attığını gözleyebilirsek, kariyer yolculuğumuzda itibarımız bizi her zaman destekleyen nitelikte olacaktır. *Kaynakça; Wikipedia
Ufuk TANRISEVER