Turquality’nin Mimarı… PROGROUP Uluslararası Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Salim Çam, Doktorlar BPM Dergisi okuyucularına sağlık sektörünün her aşamasındaki hizmetlerini ve yönetimini anlattı…
Sağlık sektöründe TURQULATIY destekleri ve yönetim konusuna girmeden PROGROUP’tan biraz bahseder misiniz?
PROGROUP markamızın içerisinde müşterilerimize ulusal ve uluslararası yönetim danışmanlık ve eğitim alanlarında hizmet vermekteyiz.
Danışmanlık alanında başta Turquality ve Marka Yönetimi olmak üzere, şirketlere Stratejik Planlama, Bütçe Yönetimi, İnsan Kaynakları Yönetimi, Satış-Pazarlama Yönetimi, Tedarik Zinciri Yönetimi, Yeni Ürün Geliştirme Yönetimi, Finans Yönetimi, Bilgi Sistemleri Yönetimi, Süreç İyileştirme Yönetimi konularında danışmanlık ve eğitim hizmetleri sunmaktayız. Ayrıca şirketlere Bağımsız Yönetim Kurulu Üyeliği, İcra Kurulu Üyeliği ve Turquality Komite Üyelikleri yapmaktayız.
Eğitim alanında ise şirketlere yönelik “Öğrenen Organizasyon” çerçevesinde kurumsal ve bireysel gelişim eğitimleri, vermekteyiz. Bu eğitimler; Modüler Genel Eğitimler, Executive Programlar, Uzmanlık Sertifika Programları olarak üç ana başlık altında toplayabiliriz. Bu eğitimlerimizi, Galatasaray Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi gibi Üniversitelerle işbirliği içerisinde vermektedir. Örneğin Turquality ve Marka Uzmanlık Programını İstanbul Teknik Üniversitesi ile işbirliği çerçevesinde yapmaktayız.
Bünyemizde 40 yakın uzman yönetim danışmanımız ve 150’nin üzerindeki profesyonel eğitmenlerimiz var. Bunlarla ile birlikte ülkemizin dört bir yanına hizmet vermenin haklı gururunu yaşamaktayız.
Turquality nedir?
Devlet destekli sağlık sektörü gibi birçok sektörün ürettiği hizmet ve ürünlerin markalaşma programı olan Turquality, Türk markalarının global pazarda güçlü bir şekilde yer almasına ve öğrenen organizasyona dönüşümüne olanak sağlıyor. Ticaret Bakanlığı tarafından verilen Turquality Destek Programı, rekabet avantajını elinde bulunduran ve markalaşan ya da markalaşma potansiyeli taşıyan firmalara destek ile teşvik sağlayan bir platform olmanın yanında, bir Türkiye iş modeli olarak da karşımıza çıkıyor.
Turquality programının bir iş modeli şeklinde algılanması durumunda, firmaların markalaşması da hızlanıyor ve firma gelişimi artıyor. Toplam insan kaynakları güçlenirken, Türk firmalarının marka potansiyeli ve bilinci artarak, Türk malı imajının oluşturulması ve tutundurulması faaliyetleri daha da hızlanacaktır.
Aslında, bunu uygulayan işletmelerin teşvik ya da destek alıp almamasının bir önemi de kalmamaktadır. Çünkü, işletmeler bu modelle, zaten maliyetlerini düşürüp farklılaşmakta ve böylece uluslararası rekabet gücü elde etmektedir.
Turquality’den yararlanmak isteyenler sağlık sektöründeki kurumlar ne yapmalı? Bu konudaki süreç nasıl işliyor ve bu program, ne gibi avantajlar sağlıyor?
Biz Turquality’den yararlanmak isteyen firmalara önce Turquality Olgunluk Seviyesi Analizlerini yapmaktayız. Bu analizler neticesinde firmalara izlemeleri gereken Stratejik Yol Haritalarını hazırlıyoruz. Süreç danışmanlıklarının neticesinde başvuruya hazır olan firmalar bağımsız denetim kuruluşları aracılığıyla denetlenerek destek alıp alamayacaklarına karar verilmektedir.
Sağlık sektörüne yönelik Turquality desteği diğer destek kalemleri ile karşılaştırıldığında birçok alanda üst limiti olmayan destekleri kapsamaktadır. Pazar araştırmasından, pazarlama organizasyonlarına, bütçe yönetiminden satış süreçlerine kadar daha bir çok alanda destek vermektedir. Bunları şöyle sıralayabiliriz.
- İstihdam Giderleri
- Sertifikasyon Giderleri
- Yazılım ve Bilişim Giderleri
- Gelişim Yol Haritası
- Tanıtım, Reklam ve Pazarlama Giderleri
- Pazar Araştırması Çalışması ve Raporlama Giderleri
- Mağaza ve Franchise Kira ve Kurulum Giderleri
- Ofis, Depo, Showroom Kira ve Kurulum Giderleri
- Yönetim Danışmanlık Giderleri
- Tasarım Giderleri
- Uluslararası Hukuk Danışmanlık Giderleri
- Ürün, Hizmet ve Marka Tescili ve Korunması ile ilgili Giderler
- Ön Tanı Merkezi, Klinik, Eğitim Merkezi Kira ve Kurulum Giderleri
- Satış Sonrası Servis, Reyon, Raf, Dekarasyonlu Köşe Kira ve Kurulum Giderleri
Sağlık sektörü global arenada rekabet edebilmeleri için hangi stratejileri uygulaması gerekiyor sizce?
Burada en kritik konuların başında hedefledikleri ülke ya ülkeleri çok doğru şekilde belirlemeleri gerekmektedir. Turqaulity projesinin de en önemli ayaklarından birisi olan Pazar araştırması sonucunda çıkan bulgular doğru şekilde incelenerek firmanın mevcut durumu da göz önüne alınarak stratejilerin belirlenmesi gerekiyor.
Hepimizin bildiği gibi ticaretin kodları da uygulamaları da değişti. Artık işler eskisi gibi gitmiyor. Çağımız yoğun teknoloji çağı ve bilinçli müşteri sayısı da her geçen gün artmaktadır. Bununla beraber zorlanan rekabet şartları da firmaları yeni ve hedefe katkı sağlayacak stratejileri belirlemeleri ve hayata geçirmeleri konusunda teşvik edici unsur olarak ifade edilebilir.
Bunları yaparken, şirketlerin ayakta durması ve rekabet etmesi için dört denge unsuru var. Bunlar, finans, müşteri, operasyon ve öğrenme ve gelişme. Şirketler rekabet stratejilerini bunların üzerine kurmaları gerekmektedir.
Ülkemizde firma/kişilerin markalaşma ve marka eğitimi konusundaki çalışmalarınızın sonuçlarına ulaşabildiniz mi?
Markalaşmanın iki temel unsuru vardır. Bunlardan biri “vaad” diğeri “güven”dir. Verdiğin vaadi tutup, güven oluşturabilmek için asıl olan “tüm süreçlerinizi” –değer– ile çarpmanız lazım.
Bu süreç uzun soluklu bir süreç olduğu için nihai olarak bir veriye ulaşmamız oldukça zor bir durum. Fakat belirli periyotlarla aldığımız geri bildirimlerimizin neticesinde marka ve markalaşma, markaların sürdürülebilir hale getirilmesi yolunda gitmemiz gereken çok yolun olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim.
Progroup 2019’da da “Yılın Yönetim Danışmanlığı Ödülü”nün sahibi oldu. Bu başarıdaki en büyük hikayeniz ne oldu?
Milli şuur içinde evrensel ilkeler çerçevesinde hizmet veya ürünlerinizi, teknik, beşeri ve kavramsal bilgi ve birikimlerinde müşteriye sunduğunuzda ödül peşinden geliyor. PROGROUP tüm aile bireyleri bu şuurla çalışmaktadır.
Bu başarı PROGROUP ailesinin tüm çalışanlarının ortak emekleri, hedeflerine olan inançları ve sürekli kendini geliştiren gelişmeleri neticesinde alınmış bir ödüldür. Çok zorlu ve meşakkatli bir çalışmanın neticesinde böylesine kıymetli bir ödülü almak bizleri bir taraftan motive ederken diğer taraftan da işimizi doğru yaptığımızın bir göstergesi olarak ortaya çıkmıştır.
Bu başarıdaki en büyük hikayemiz ise ülkemize, değerlerimize, varlıklarımıza, bilgimize, şirketimize ve kendimize olan güvenimizden geçmektedir. Unutulmaması gereken önemli bir nokta ise, insanlar eğer hayal kurup bunu gerçekleştirmek için ihtiyaç duydukları çalışmaları doğru şekilde yaparlarsa başarının gelmemesi için hiçbir engel bulunmamaktadır. Ben ve kıymetli ekip arkadaşlarımda bu durumun bilincinde olarak hareket ettik ve yeni başarı hikayelerini yazmak için çalışmalarımıza ara vermeden devam etmekteyiz.
Dr. Salim ÇAM