Kadına şiddet konusu Merve İpek davası ile bir kez daha Türkiye gündeminde ilk sırada yer aldı. Uzmanlar; dava ile birlikte gündeme gelen ‘Örselenmiş Kadın Sendromu’nun çok boyutlu incelenmesi gerektiğini vurguluyor.
Hakaret, küfür ve aşağılanma şeklinde başlayan şiddetin bir süre sonra çok ciddi fiziksel şiddete dönüştüğünü belirten uzmanlar, psikolojik, fiziksel ve cinsel tacize uğrayan kadınların şiddet döngüsünden çıkamamaları sonucu öğrenilmiş çaresizlik durumunun başladığını ifade ediyor. Uzmanlar; dava ile birlikte gündeme gelen ‘Örselenmiş Kadın Sendromu’nun çok boyutlu incelenmesi gerektiğini ve şiddet gören kadınlara vakit kaybedilmeden her türlü desteğin sağlanmasının önemini vurguluyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Nermin Gündüz, son günlerde Melek İpek davası ile birlikte gündeme gelen ‘Örselenmiş Kadın Sendromu’nu psikiyatrik açıdan değerlendirerek önemli tavsiyelerde bulundu.
Örselenmiş Kadın Sendromu’nun çok boyutlu incelenmesi gereken ve detaylı olarak üzerinde durulması gereken bir konu olduğuna dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Nermin Gündüz, “Öncelikle çok zor bir vaka olduğunu söylemekte fayda var. Bu tarz vakaları hem polikliniğimizde hem de oldukça sık şekilde literatürde görmeye devam ediyoruz. Vakaları zor kılan ise özellikle çok fazla tarafı olması. Öncelikle evlilik öncesi dönemden itibaren cinsel, psikolojik bazen de bedensel hasara yol açabilecek düzeyde fiziksel şiddete uğradığını ifade eden bir kadın var. Bu olayın mutlaka hukuki, adli tıp ve psikiyatri boyutunu ele almakta fayda var” dedi.
Öğrenilmiş çaresizlik kadınları depresyona sürüklüyor
Gündüz, “Şiddet, kadının zihinsel sağlığını ciddi şekilde bozar ve hırpalar. Öğrenilmiş çaresizlik kadına depresyonu getirir” ifadelerini kullandı. Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Nermin Gündüz, ‘Bir diğer boyutuyla travma sonrası stres bozukluğunun yani hukuki adıyla bize daha yakın görünen ‘Örselenmiş Kadın Sendromu’nun ayak seslerini duymaya başlarız’ dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kadın, yaşadığı bu travmatik olay her defasında tekrarlandığında fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet esnasında korku, dehşet, çaresizlik ve kapana kısılmışlık hisseder. Özellikle cinsel şiddete maruz kalan kadınlarda utanç duygusunu da oldukça yoğun olarak fark ediyoruz. Bu noktada kadının uyku düzeni bozulabilir, eşinin eve geliş saatlerinde ciddi bir tedirginlik hissedebilir. Ayak sesleri ya da kapının açıldığı esnada çıkan anahtar sesi onun için travmatik şiddet döngüsünün her an başlayabileceği ile ilgili bir gösterge olarak kabul edilebilir. Kadın normalde duyabileceği herhangi bir anahtar sesini veya eve doğru yaklaşan herhangi bir ayak sesini eşinin gelişi ile şiddet döngüsünün tekrar başlayacağı şeklinde yorumlar. Bu noktada kadında her an şiddeti yeniden deneyimleyecek miyim korkusu başlar.”
Depresyonda olan, travma sonrası stres bozukluğu yaşayan, şiddetle ilgili deneyimleri olan kadınlarda pek çok başa çıkma yönteminin görülebildiğini söyleyen Gündüz, “Ailesinden destek isteme ve beklediği desteği görememe, arkadaşlarına utanç sebebiyle durumu anlatamama durumlarında, son davada gördüğümüz gibi çocuklarını ve ailesini koruma pahasına tam bir öğrenilmiş çaresizlik tablosu oluşuyor. Bu noktada kadında adil dünya inancının yıkılışı meydana geliyor. Adalet duygusu incindiğinden dolayı nereye başvurursa başvursun gerçekleşmediğini düşündüğü için tamamen çaresizlik duygusu ve düşüncesi oluşuyor. Bu noktada tablo ‘Örselenmiş Kadın Sendromu’ olarak şekilleniyor’ dedi.
Kendi adaletlerini sağlama düşüncesi oluşuyor
Travmatik olaylar yaşayan örselenmiş kadınların adil dünya inançlarının ciddi manada yıkıldığına işaret eden Gündüz, “Melek İpek vakasına baktığımızda şiddet döngüsünün bir tarafında mağdur edilen kişinin çalmadığı kapı kalmadı, pek çok kişiden yardım istedi ama alamadı. Öğrenilmiş çaresizlik içinde devam eden bir şiddet var. Bu kronik ve içerisinden çıkamadığı, yardım da alamadığı bir şiddet. Dünyanın adil bir yer olmadığını düşünen kişide maalesef bir süre sonra Melek İpek davasında olduğu şekilde bir öfke kontrolü ya da kendi adaletini kendi bulma duygusu ve düşüncesi ortaya çıkabiliyor. Bu noktada sıklıkla görmeye alıştığımız kadın cinayetleri haberlerinin yanı sıra şiddet uygulayıp ciddi cezalar alan kişilerin de haberlere konu olması, kadınların cesaretini artırabilir ve adaletle ilgili incinmişlik duygusuna yönelik bir fayda sağlayabilir.
Şiddet gören kadına vakit kaybetmeden destek sağlanmalı
Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Gündüz, “Herkesin önünde küçük düşürücü sözlerle aşağılanmasını fiziksel şiddetin başlayacağının işareti olarak kabul edebiliriz’ dedi.